Türkiye'de kaç kitap satılıyor ?

Emir

New member
Bir Kitabın Peşinde: Türkiye’de Satılan Kitapların Sessiz Hikâyesi

Forumda ilk defa bir konu açıyorum ama bu akşam yaşadığım küçük bir olay beni derinden düşündürdü. Bir kafede oturuyordum; yan masada iki kişi hararetle tartışıyordu. Konu: “Türkiye’de kaç kitap satılıyor?”

Bu sıradan bir istatistik sorusu gibi görünse de aslında o kadar derin bir şeydi ki... Dinledikçe düşündüm; sadece sayılar değil, toplumun ruhunu, geçmişini, geleceğini anlatıyordu bu mesele.

Ve hikâyemiz de orada, o kafede başladı.

---

Bir Karakterler Manzarası: Emre ve Elif

Emre, analitik düşünen, plan yapmadan hiçbir adım atmayan bir adamdı. Mühendis kökenliydi; veriler, tablolar, oranlar onun dünyasını şekillendirirdi.

Elif ise sosyal psikolojiyle ilgilenen, insan davranışlarını sezgisel olarak anlayan bir kadındı. Duyguların gücüne inanırdı.

O akşam o iki kişi bendim ve Elif’ti. Ben “rakamlarıyla” konuşurken, o “insan hikâyeleriyle” cevap veriyordu.

“Türkiye’de yılda yaklaşık 600 milyon kitap basılıyor ama kaç tanesi gerçekten okunuyor?” diye sordum ben, kahveme şekersiz bir yudum alırken.

Elif gülümsedi: “Satılmak başka, okunmak başka… İnsanlar bazen kitapları ruhlarına değil, raflarına koyuyor.”

---

Sayıların Ardındaki Gerçek: Tarihsel Bir Yansıma

Cumhuriyet’in ilk yıllarını hatırlayalım: 1928 Harf Devrimi sonrası okuryazarlık oranı yalnızca %10 civarındaydı. Kitap, bir lüks değil, adeta gizli bir mucizeydi.

Bugün TÜİK verilerine göre okuryazarlık oranı %97’ye yaklaşmış durumda. Fakat kişi başına düşen kitap okuma oranı hâlâ yılda 7-8 kitap civarında.

Peki neden?

Emre’nin kafasındaki cevap nettir: “Ekonomi. Kitap fiyatları yüksek, gelir seviyesi düşük, arz-talep dengesi sarsılmış.”

Elif ise farklı bir açıdan bakar: “Belki de kitaplar artık duygusal bağ kurduğumuz şeyler olmaktan çıktı. TikTok videoları, kısa içerikler, hızlı tatmin çağında yaşıyoruz.”

Bu noktada ikisinin düşünceleri çatışmaz, birbirini tamamlar. Çünkü hem ekonomik koşullar hem de kültürel dönüşüm aynı denklemin iki farklı değişkenidir.

---

Bir Kitabın Yolculuğu: Matbaadan Ruhlara

Bir kitabın doğumunu hayal edin:

Yazarın yalnız gecelerinde başlar, editörün titiz ellerinden geçer, matbaanın mürekkep kokulu sayfalarında şekillenir.

Sonra dağıtımcılar, kitapçılar, raflar…

Ve sonunda bir okurun ellerinde hayat bulur.

Ama Türkiye’de bu zincir çoğu zaman kopuk ilerler.

Küçük yayınevleri büyük dağıtım ağlarına giremez. Bağımsız kitapçılar, dijital devlerin gölgesinde kalır.

Emre bu noktada stratejik bir çözüm önerir: “Devletin, bağımsız yayınevlerine teşvik vermesi gerekiyor. Kültürel üretim bir ekonomidir.”

Elif ise toplumsal bir yönü hatırlatır: “Sadece teşvik yetmez. Okuma kültürü, ailede ve okulda kazandırılır. Kitabı seven bir toplum, kendini seven bir toplumdur.”

---

Forumun Gücü: Düşünmek, Paylaşmak, Tartışmak

Bu konuyu buraya taşımamın nedeni tam da bu:

Belki bizler burada, farklı bakış açılarıyla aynı gerçeğin çevresinde dönüyoruz.

Kimimiz stratejik düşünüyor, kimimiz empatik yaklaşıyor; ama hepimiz aslında bir sorunun cevabını arıyoruz:

Neden kitap okumak azaldı?

Yoksa “okumak” mı değişti?

Bir forum üyesi olarak siz ne düşünüyorsunuz?

Sizce “okumak” artık sadece kitapla mı olur, yoksa dijital mecralardaki içerikler de yeni bir okuma biçimi mi?

Belki de mesele, kitabın formatında değil, insanın içsel sessizliğinde saklıdır.

---

Geçmişten Geleceğe: Kitabın Değeri Yeniden Tanımlanmalı

Tarih bize bir şeyi defalarca öğretti:

Toplumlar, yazdıkları ve okudukları kadar özgürdür.

Osmanlı döneminde “mürekkep yalamış” insan bir saygı ifadesiydi.

Bugün ise “kitap kurdu” bazen alaycı bir tabir gibi kullanılıyor.

Oysa o eski tabirler, bilginin ve okumanın kutsallığını taşırdı.

Emre bir araştırmayı paylaşır:

“Pandemi döneminde Türkiye’de kitap satışları %27 artmış. İnsanlar evde kalınca kitaba dönmüş.”

Elif ekler: “Demek ki insan yeterince yalnız kalırsa kendi sesini dinlemeye başlıyor. Ve o ses genelde bir kitabın içinden geliyor.”

---

Son Söz: Kaç Kitap Satıldığından Çok, Kaç Kalp Dokunduğu Önemli

Bugün Türkiye’de yıllık kitap satışı milyonlarla ölçülüyor.

Ama mesele rakamlar değil.

Bir kitap, bir insanın düşünce biçimini, hayata bakışını, hatta bir ülkenin geleceğini değiştirebilir.

Bir kitap bazen sadece bir kitap değildir; bazen bir uyanıştır.

Bu forum yazısını okuyan herkese küçük bir soru bırakmak istiyorum:

Siz son okuduğunuz kitapta ne buldunuz — bilgi mi, teselli mi, yoksa kendinizi mi?

Belki de Türkiye’de satılan milyonlarca kitap, her birimizin içindeki o sessiz okurun yeniden doğmasını bekliyordur.

Ve belki bir gün, “kaç kitap satıldı?” sorusu yerini “kaç hayat değişti?” sorusuna bırakır.

---